Bu sezon Süper Lig’de küme düşmesi kesinleşen ilk takım olan Yeni Malatyaspor, son olarak konuk olduğu Galatasaray karşısında beklenenden daha iyi bir performans sergilemesine rağmen sahadan 2-0 mağlup ayrılmaktan kurtulamadı. Sarı Siyahlı ekipte artık herhangi bir hedef kalmadığı gibi camianın da dağılmış olması taraftarları tedirgin ederken, takımın teknik direktörü Cihat Arslan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada son maça kadar görevlerini yerine getirmek zorunda olduklarını ifade etti.
Mevcut Sorumluluklar
Bu sezon Süper Lig’in tartışmasız en kötü takımı olan ve bu durumun bedelini de küme düşmesi kesinleşen ilk takım unvanını alarak ödeyen Yeni Malatyaspor’da camianın dağılmış olmasına rağmen dağılmayan bir ismin olması dikkat çekiyor.
O isim de Marius Sumudica’dan sonra Adem Büyük’ü deneyen Adil Gevrek yönetiminin son olarak göreve getirdiği Cihat Arslan. Takımın başına geçtiği ilk maçta Adana Demirspor galibiyetiyle sevinen genç teknik adam bu maçtan sonra yaşananlarla birlikte tamamen hüsranı yönetmek zorunda kalsa da mevcut sorumluluklarına dikkat çekiyor.
Kendisinin oyuncuların ve yöneticilerin taraftarlara ve futbolseverlere karşı sorumluluğu olduğunu ifade eden Arslan, takım her ne kadar küme düştüyse de mücadele etmek zorunda olduklarını hatırlatıyor.
Yeni Malatyaspor ile alakalı olarak ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını dile getiren genç teknik adam, oyuncularıyla artık teknik direktörden daha çok psikolog gibi görüştüğünü ifade ederek çarpıcı bir açıklamada da bulunmuştu.
Milli Takım Tartışmaları
Bununla birlikte Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü Cihat Arslan’ın Galatasaray maçından sonra yaptığı açıklamalar büyük infial uyandırmıştı.
Türkiye’deki futbol sistemi içerisinde gerekli yerlerde tanıdığı olan herkesin barınabileceğini ifade eden Arslan, birçok kez takımları küme düşen teknik adamların Milli Takımlarda görev yapabildiğini dile getirerek çok ciddi bir açıklama yapmıştı.
Bu açıklamanın muhatabının ise kim olduğu direk anlaşıldı. Genç teknik adamın işaret ettiği isim genç milli takımların başında yer alan Tolunay Kafkas’tı. Gerçekten de uzun bir süreden bu yana kariyerinde bir taşın üstüne taş koymamış olmasına rağmen Kafkas’ın neden Milli Takımlarda görev yapabildiğini anlayamayan birçok futbolsever var.
Bununla birlikte ne Cihat Arslan, ne Tolunay Kafkas ne de bir başka isim Türk futbolunun bugününden azade değiller. Gerek Yeni Malatyaspor gerekse de Türk futbolu çok kötü günlerden geçiyorlar ve futbolun tüm aktörleri bu durumdan direkt olarak sorumlu olduklarını kabul etmek zorundalar.
Sarı Siyahlı ekipte uzun bir süreden bu yana küme düşmenin kaldırılması açısından lobicilik çalışmalarının yapıldığını hatırlatmakta fayda var. Küme düşmenin kaldırılması durumunda şampiyon neye göre ilan edilecek ve bu talep diğer takımlar tarafından nasıl karşılık bulacak bu da belli değil.
Bu kadar belirsizlik arasında bu çabayı verebiliyor olmak da aslında futbolumuzun kendi kendine yaptığı ihanetlerden ve kötülüklerden biri olarak sayılabilir.